İşte Çalışıyorum

15368972516_2ddd16bfce_k.jpg

İşte çalışıyorum.

‘Merhaba Bahar ben, memnun oldum. Ne iş yapıyorsunuz?’ İlk öğrendiğimiz şeylerden biri, değil mi? Bu şekilde yeni bir insanla tanışıyoruz. Birçok hususta yaptığımız iş kim olduğumuza çok bağlı. Hepimizin çok becerileri, yetenekleri ve tutkuları vardır. Bazılarımız da inanılmaz yaratıcılık var ve çok da duygulandırıcı sanat yaratırız. Bazılarımız, herkes için işleri saat gibi işlemek diye şirketler, sistemler ve yapılar yaratırız. Böyle işler çoğu zaman gözden kaçar. Bazılarımız da diğer insanlar için lezzetli yada nefis kahve ikram ederiz, canlarını beslemek ve ısıtmak için. Bazılarımız sokaklarımız ve evlerimizden çöp temizler, mahallelerimizi güvenli, sağlıklı ve güzel kalsın diye, el ele temiz bir çevre için. Dolayısıyla hastalıklar ve parazitler bulaşmaz, çürük de olmaz. Her iş her beceri hep beraber çalışırken müthiş bir resim yaratır ve kutlamayı gerektirebilir. İş Allah'ın verdiği en değerli armağanlardan biridir.

Küçüklüğümüzden itibaren düşünürüz.

Büyüyünce ne olayım? Ne iş yapayım? Belki hâlâ düşünüyor olabiliriz… İyi bir eğitim vermek için ebeveynlerimiz ellerinden gelen yaparlar. Tutkumuzu ve becerilerimizi geliştirmek için bize fırsatlar verirler. Bu şekilde bizi büyütürler. Öyle büyürüz ve sonra sırayla ailemizi sağlamak için bir iş yaparız. Bize baktılar şimdi sıra bizde olur, para kazanarak onlara bakarız. Bazılarımız hayalimizdeki işleri gerçekleştiririz. Bazılarımız her sabah yatağımızdan sevinçle fırlarız çünkü o günde hayalimizdeki işe gideceğimizi biliriz. İşlerimiz kimliğimiz de olabilir. Çok hayran olduğumuz insan, ünlü olabilir - ya çok faydalı bir iş ya da dünyaya yardım ettiği bir iş yaptıklar için. Aslında bütün varlığı yaptığı iş oluyor. O insan kişisel olarak kim olduğunu kaybolabiliriz.

Bazılarımız için işimiz sadece sığınabileceğimiz bir çatı sağlar. İşimizi çok sevmediğimiz halde her sabah şükrederek yatağımızdan kalkarız. Yaptığımız iş emek para sağlıyor, faturalarımızı ödeyebiliriz, yemek yiyebiliriz. Belki bazılarımız yetersiz gibi hissederiz işlerimizden dolayı.

Toplumumuz elde ettiğimiz işleri diğerlerinden daha önemli ve saygıdeğer olduğunu sayar mı? Eğer sevmediğimiz işi yaparsak hayal kırıklığına uğramış yada değersiz hissedebiliriz.

Umudu konuşalım yine. Umudumuz nerede? Umut sulanan bir huzurdur, bir sevinçtir. İşimizi sevsek de sevmesek de o bizim kimliğimiz değildir. Günümüzde modern zamanlarında, Türkiye’deki ve bütün dünyada ekonomik zorluklar alçalıp yükselirken, işlerimiz için minnettarız. İşte çalışıyoruz başka ne var? Başka ne yapabiliriz? İşlerimiz Allah’tan bir armağandır, ve şükrederek çalışırız.

Yorgunluğa rağmen, sabah sabah kalkmak zorunda kaldığımız halde.

Ama. İşimizden kovulursak ne olur? Şirketteki para bitince ne olur? Patronumuz bize adil olmayan bir şekilde davranırsa ne olur? Üniversite’de çok çalışıp mezun olduktan sonra, bir iş bulamazsak ne olur? Hamile olup ve bir anne olacağımız için çok sevdiğimiz işi bırakırsak ne olur? Eşimizin işi için yeni bir şehire taşınmak zorunda kaldığımız için, işimizden çıkmak zorunda kalırsak ne olur? Yada çok nefret ettiğimiz bir işi yapmak zorunda kalırsak ne olur?

İşsiz umudumuz var mı? Kimiz? İşimiz kimliğimiz nedir? Kim olduğumuzun ve ne yaptığımızdan daha önemli olduğunu hatırlayalım. Yaratılan bir varlığız... Amacımız bu. Muhteşem bir şey! İşte çalışalım ama hiç bir şey düşünecek zamana sahip olmazsak yaptığımız iş tarafından tamamlanamayız, hatırlayalım. Prestijimiz ve yüksek maaş yarın bizden alınırsa, umudumuz kalır mı? Nefret ettiğimiz işte çalışıyorsak, ya da işimizde bize hiç değer verilmezse, ya da ailemize sağlamak için aşırı yoğun saatler çalışıyorsak... dua edelim, kim olduğumuzda umudumuz bulalım diye. Bizim umudumuz yaptığımız işte değildir. Sevgi için yaratıldık. Dünyayı sevmek için yaratıldık. Diğerlerini sevmek için yaratıldık. Her işimiz ne olursa olsun öyle umut bulabiliriz, daha büyük bir şeyin bir parçası olduğumuzu bilerek, becerilerimiz, tutkumuz ve yeteneklerimizi veren birini yansıtır. Amaç Veren Biri. Onda umudumuz var. Orada bulabiliriz. Önemli ya da önemsiz yaparsak hiç fark etmez, amaçımız ve umudumuz Onda bulabiliriz.

Umut İstanbul’da, işimizde, her sektörde, ellerimizden gelen yapmamızı tutkulu oluruz. Allah’a hizmet ederek gibi işimiz yapmak isteriz. İşimiz umut verenin sevgisi, güzelliği ve tutkusu yansıtır. İşimdeki rolümüz, terfimiz, maaşımız ya da işimizin eksiğinden alabileceği bir umut sahibi olabileceğinize inanırız.

Bu önümüzdeki yıl, hesaba katalım, yaptıklarımızın hangisi gerçekten daha değerlidir? Yeteneklerimiz ve becerilerimiz nasıl diğerlerinin hayatlarında farklar yaratabiliriz? Büyük resim görüp her gün yaptığımız şeylerden kalan umuduna bakalım. Şimdi bir zaman yapıp insanoğlu olarak kendimize bakalım. Değerliyiz. Başka hiç bir şey yapmadan önce bu umudun nereden geldiğini anlatalım. Nihai umut verendir.

Yaratılan bir varlığız... Amacımız bu. Muhteşem bir işte çalışalım ama hiç bir şey düşünecek zamana sahip olmazsak yaptığımız iş tarafından tamamlanamayız, hatırlayalım.

Umut Kilisesi